GIDA OYUNLARI
Günümüzde gıda ve ilaç şirketleri hakim güç oldular. Her iki sektör de aynı guruplarca yönetildiği den değişen bir şey yoktur.
Gıda; İnsanlar tarafından yenilen, içilen işlenmiş veya işlenmemiş her türlü maddelerdir. Genelde karnımız acıktığında hatırımıza gelir. Oysa dünyada büyük bir gıda savaşı vardır. 1980 li yıllara kadar hakim güç, petrol, otomotiv ve enerji ile ilgili şirketlerdi. Günümüzde gıda ve ilaç şirketleri hakim güç oldular. Her iki sektör de aynı guruplarca yönetildiği den değişen bir şey yoktur. Bu gurupların üst aklı, dünyadaki kaynakların yeterli olmadığı algısını oluşturarak toplumları yönetmeyi planlayıp, uygulamaya koydular.
Türkiye özelinde ise bu plan şöyle çalıştırıldı. Modern insan oluşturma algısıyla köylerin, genel anlamda kırsal alanların boşaltılması sağlandı. İnsanlarımızın şehirlere yönlendirilmesiyle köylerde tarımla uğraşan vatandaşlarımızın sayısı azaltıldı. Şehir – köy nüfus oranı şehir lehine artırıldı. Türkiye artık modern Avrupa ülke istatistiklerine uymuştu. AB’ye girme önündeki en büyük engellerden birini çözdüğü için büyük bir iş başarıldı. Avrupalılar, Fransız ihtilali sonrası köylü sayısını azaltmayı, toplumun yüzde onundan fazla olmamasını kararlaştırdılar. Çünkü Avrupa’da darbeler köylüler tarafından yapılmıştır. Türk tarihinde köylünün darbe yaptığına dair kayıt yoktur. Avrupalı olma sevdası, yıllar içinde gıda üreten insanların sayısını azalttı.
Şehir nüfusu hızla artan ülkede, üretilen gıdanın tüketiciye ulaştırılması gerekiyordu. Köyden şehre göçen insanlar şehirde ne yapacaklarını planlamadıklarından, en iyi bildikleri işten başladılar. Seyyar satıcılık, mahalle arası pazarlar, tecrübe kazananlar ise bakkallar açarak hayatlarını sürdürmeye çalıştılar. Şener ŞEN’İN “züğürt ağ” filmini hatırlayalım. Türkiye’nin çok bilmiş uzman kadrosu zengindir. Ülkedeki bakkal sayısı çok olunca denetlenmesinin zor olduğu kararını alarak zincir marketlerin önünü açtılar. Büyük pazarlama tekellerini oluşturan uzmanlar, zabıta marifetiyle depo basarak halkın gıdaya ulaşmasını sağlıyor, görüntüsü veriyorlar. Zincir CEO’SU bakkal amca gibi değil. Kapitalizmin merhameti olmaz.
Yönetmek kolay olsun mantığı ile gıda ile ilgili her alanda tekeller oluşturuldu. Fiyatları bu tekeller belirler oldu. Adına serbest piyasa ekonomisi denilerek halkın neyi var, neyi yok alınan bir yöntem ortaya çıktı.
Gıda ile oynayanların, güç ve para kazanma yanında siyasete de müdahale etme hedefleri vardır. 1980 öncesini margarin, sıvı yağ ve tüp ile iktidarın nasıl değiştirildiğini hatırlarlar. Türkiye’de yağın iktidar değiştirme etkisi vardır.
Ya köyde kalanlar? Kendi yağları ile kavrulurken, bazılarının akıllarına geldi. Köylüleri nasıl değerlendirebiliriz diye düşünürken, daha çok üreten köylü dizayn etmeye karar verdiler. Yöntem bildik, Şimdi al sonra ödersin yöntem ile ekonomik çarka dahil oldular. Borçlu köylülerimize sıkça rastlar olduk.
Tüm Türkiye seferber olmuş, gıda ürünlerinin miktarını artırmaya çalışıyor. Olması gereken de bu. Zabıta marifeti ile gıdada ucuzluk yapılmaz. Eğer üretim yeterli ise ucuzluk kendiliğinden olur. Özellikle sebze ve meyvede nakliye sırasındaki kayıp en aza indirilmeli.
Ayrıca, stokçuluğun adice davranış olduğunu idrak edebilen, ürünün bir kısmı çöpe atıp, geri kalan miktarının fiyatını katlamayan, hırsızlığı, fırsatları değerlendirme olarak görmeyen, krizi fırsata çevirdim demeyen, İYİ İNSAN yetiştirilmeli.
0 Yorum