SİGARA VE BİZ-3-
1908 de II. Meşrutiyet'in ilan edilmesiyle, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin, ilk işlerinden biri Fransa’ya ait olan Reji İdaresi'ni tartışmaya açmak olduğunu ikinci yazımda belirtmiştim.
1908 de II. Meşrutiyet'in ilan edilmesiyle, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin, ilk işlerinden biri Fransa’ya ait olan Reji İdaresi'ni tartışmaya açmak olduğunu ikinci yazımda belirtmiştim. Fransa’dan çok sert tepki gören bu kamulaştırma düşüncesi 1925 yılına kadar ötelenir. Öyle görülüyor ki İttihatçılar Cumhuriyetin ilanı ile birlikte tütün sektöründe etkinliklerini artırıyorlar. Reji Şirketi 1925'te devlete devredildi. Bu tarihten sonra insanlarımızın tütün ihtiyacını giderme kamunun tekeline geçti. Türk Tütününün dünyanın en iyi tütünü algısı oluşturuldu. Dış dostlarımızla birlikte halkın sigara tüketimi artırılmaya çalışıldı.
Cumhuriyet döneminde ilk markalı sigara, 1925 tarihinde "Beşinci" ile başladı. 2000 li yıllara kadar halkımızın sigaraya alıştırılması için gerekli tüm çalışmalar yapıldı. Dünyanın en kaliteli tütününden yapılan sigaraları her Türk tüttürmeliydi.
Bu dönemde sigara konusunda da kadınlarımıza verilen haklar, İsviçre başata olmak üzere dünyanın tüm ülkelerinden fazla oldu. "Kadın sigarası" dünyada bir ilk olarak "Hanımevi" adıyla 1926'da Türkiye’de üretildi. 1930 lı yıllarda seçme ve seçilme hakkı elde eden kadınlarımız, 1926 da dünyanın en nefis tütününden yapılan sigara ile buluşturuldu. Sigara paketinin üzerindeki tasarım o günkü dünya şartlarına göre batı ötesi de denilebilir.
Osmanlı döneminde sigara paketleri üzerinde daha çok dini(Fatıma, Omar, Mekka) ve milli(osman, Murad, Saladin) motifli marka isimleri kullanılırken, cumhuriyetle birlikte isimler değişime uğradı. Müdafa-i Milliye, Mebus, Bahar, 27 Mayıs, Astsubay, Silahlı Kuvvetler, Zabit isimleri öne çıktı. Yeni yönetim geçmiş ile bağları sigara konusunda da koparttı. Osmanlı döneminde piyasada olan; Selam, Yaset, Efendi, Nimet, Semir ve Nazır, Murad gibi sigara markalarının satımı durduruldu. Bunların yerine Mamulat-ı Mahsusa, Fantezi Gazi, Fantezi Hanım ve İsmet markalı lüks sigaraların üretimine başlandı. Yenice sigarası ise konumunu 1960 yılına kadar korudu. Murad ve Selam Aleikum isimlerinde değişim yaparak pazarlarını günümüze kadar sürdürdüler. Adnan Menderes’in sigarası olarak bilinen Yenice 60 darbesi ile birlikte, satışı serbest olmasına rağmen gözden düştü. Satışı azalan sigara üreticileri, darbenin ardından 27 Mayıs sigarasını piyasaya sürdü. Aslında tütün aynı tütündü. Sadece eski kral öldü, yaşasın yeni kral.
Sigara üreticileri krizden yeni bir fırsat yarattılar. 1962’de CHP’nin 16. Ve 19. Kurultayı anısına sigara çıkaranlar, 23. Türk Dil Bayramı Yunus Emre’yi Anma Törenleri içinde sigara üretmeyi ihmal etmediler. Hatta Kıbrıs harekâtını dahi paraya çevirdiler. Kıbrıs sigarası raflardaki yerini aldı. Toplumun siyasi eğilimlerinden de para kazanmasını bilenler “iç birinci, ol devrimci” sloganı ile sigara içimini özendirirken, toplumsal kontrolü elden kaçırmamak için 1978 de “Barış” sigarasını üretmelerine rağmen 80 darbesine engel olunamadı.
Osmanlı dönemde de, Cumhuriyet döneminde de ortak olan, sigara tüketimini özellikle asker ve polis olmak üzere, toplumun her kademesinde yaygınlaştırmaktı. Köylüler için daha kalın “köylü” sigarasını üretmelerine rağmen, bu pazarlama yöntemi yetersiz kaldığından olsa gerek 1926 da temelleri atılan piyango idaresi, sigara ve alkol tüketimini artırmak amacı ile kampanyalar düzenlemeye başladı. 1936 tarihli kampanyanın gazete kupüründe ”Yenice paketinden çıkan kupon sizi bugün bir şişe likör veya kanyak… Fakat yarın bir otomobil veya radyo sahibi edebilir. Yenice kuponunu sakla” şeklindeydi. O tarihte sigara tüketimini artırmak için nelerin yapıldığının kanıtı olan bu ilanların diğerinde ise, 15 Şubat 1936 pazartesi tarihinde yapılan çekilişte “23319 numaralı talihlinin 8 silindir Fordor Touring araba talihlisi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca radyo, çatal-kaşık takımı, saat, şarap ve likör takımı kazanan numaralarının da listesi bulunmaktadır.
İnsanımızı sigaraya alıştırmak için nelerin yapıldığın sizlerle paylaşmak istedim. Aynı oyun günümüzde de devam etmektedir. Farkında olmadan bizimle ve değerlerimizle alay eden insanlara destek veriyoruz. Çok yakın bir zamanda bir ürünün reklamında “C” harfinin yerine “K” harfini kullandıklarını, bu uygulamayı da bize saygıdan dolayı yaptığını açıklayanlar, Türk toplumunun hafızasını kullanamadığını düşünmektedir. Oysa aynı oyunu bundan yaklaşık 100 yıl önce bir sigara markasında da görüyoruz. Daha çok Arapların kullandığı bir binek hayvanından adını alan üründeki “C” harfi, Türkiye’de satılanlarda “K” şeklinde yazılıdır. Sizce C yi K yapmakla sizden biri mi oluyorlar?
0 Yorum