YILLAR ÖNCE BİZ
Çeşme başında Şevki amcamın fırını vardı .
Burada sizlerle paylaşmak istediğim yıllar öncesi , 1969 Yılları Genç kardeşlerim için yıllar öncesine nostaljik bir yolculuk olabilir. Ama o günleri yaşayan kardeşlerim için de buruk bir tebessüm ve anılar.
Birçok genç kardeşimin babasının, dedesinin ,ninesinin, babaannesinin yaşadığı yıllar. Biz o yıllarda çocuktuk, Masum tertemiz çocukluğumuz. İlk okul yıllarımız mazide kalan anılarımız. Sabah okula gider akşam dönerdik . Okul çıkışı zil çalar koşarak pazarın yolunu tutardık . Çocukluk ya her şeyi merak eder biraz pazarda takılırdık . Çif taşla dönen Hatun değirmeninden başlardık oyalanmaya bentlerinden bir şeyler salar arkasından bakardık.
Değirmen o yıllarda hiç durmazdı değirmen aştı , mısır ekmeğiydi, Somun ekmeği lükstü .değirmen durunca sorun olurdu mısırlar değirmende birikirdi. İşte o günlerde yaşadık . Sonra Öğle yemeklerimizi yediğimiz Onbaşıların hasan dayı ve Telliogların taş fırınları vardı , Kapısı cıvıl ,cıvıl olurdu -- Bana yarım ekmek , bana çeyrek arasına çeyrek yağ koy sesleri. ne de güzel olurdu somun ekmeğinin arasında deyilmi ? Hayallerimiz arasında şimdi. Pazarın düzünde Mevlüt dayının dükkanı, karşısında Mehmet Alilerin Osman Dayının dükkanı İleride kahvehane ve yanında Muzaffer abi nin Terzi dükkanı yanında Ömer dayının bakkalı, Ünal Abilerin dükkanı. Ünal abi güzel ata binerdi askerliğini süvari olarak yapmıştı. Tahtacı Salih dayı bakırlara öyle itinalı vururdu ki hayret ederdik arada bir bizlere şaka yapardı, sonra kalay yapışı zamanımızın bir kısmını da onu seyrederek geçirirdik. Çocukluk ya annemiz merak eder demezdik. Tarihi kemer köprünün üzerinden bazan yağan yağmurlarla taşan dereyi korkulu gözlerle izlerdik. Rüyamıza girer düşme tehlikesi geçirerek uyanırdık. Ama yine aynı şeyleri yapardık.
Tarihi kemer köprünün sol başında Mustafa dayının ayakkabıcı dükkanı, bitişiğinde ve karşısında Mustafa dayıların tahta kepenkli bakkalları vardı . terzi Nihat abi , ileride kahvehane ,berber Temel dayı Cemil ağa dayının dükkanı Bir zamanlar Sait Amcamın manifatura dükkanı , Osman dayının bakkalı bitişiğinde Taybeler’in Ali dayı ,Hacı Ali dayı. Galip dayı oğlu Remzi dayının Tahta kepenkli bakkalı, Sanki Çiriş deresinin üzerinde duran saatçi Hasan eniştenin kulübesi . Kantarların Ali dayının bakkalı Yanında Terzi Mustafa abi Yukarıda Harun dayı .
Akşam olur neredeyse hava kararmaya başlardı. O zamanlar cıvıl cıvıl her yer. çünkü yoktu o zaman şehir falan. Kırmızı çizgili şekerler vardı . Yine bisküviler teneke kutularda idi Radyoda reklamlarda duyardık eti-eti eti kefeli terazilerle gram, gram tartılırdı . çünkü çok değerliydi o zamanlar . Çeşme başında Şevki amcamın fırını vardı . Lavac ekmeği ne de güzel olurdu. Sonraları Yakup amcam oraya bakkal açtı. Hani o tarihlerde elektrik te yoktu ya Buzdolabı olmayınca Yakup amcam kolaları, gazozları Gürül gürül akan çeşmenin altına koyuverirdi.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık. Bizim geç saatlere kadar oralarda takıldığımızı ve oyalandığımızı gören Osman dayımız siz hala buralarda mısınız keratalar diyerek bizi bir an önce eve gitsinler diye KOVALAYIVERİRDİ. Biz de büyüklerimize olan saygımızdan ona saygı duyar ve soluğu evimizde alırdık. Ya…
(Burada İsmi geçen Merhumlara Allah (C.C)’dan Rahmet Diliyorum Mekanları Cennet olsun.)
0 Yorum